Ceza Hukuku, suç teşkil eden fiilleri ve bunlara uygulanacak yaptırımları düzenleyen hukuk disiplinidir. Hukuk kurallarının amacı kişilerin birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenlemek, böylece toplumun barış ve düzen içinde yaşamasını sağlamaktır. Ceza hukuku da diğer hukuk dalları gibi kendi araçlarıyla bu maksada hizmet etmektedir. Bu hukuk disiplinin temel ilkeleri suç ve cezada kanunilik ilkesi, masumiyet karinesi ve cezada şahsi kusur sorumluluğudur.
Ceza hukuku, yaptırımların önleyici etkisiyle hukuki değerleri korumaktadır. Hukuki değerler, bir toplumda sosyal düzenin devamı için korunması gereken manevi değerlerdir. Bu değerleri ihlal eden fiiller ceza hukuku bakımından “Suç ya da Kabahat” olarak tanımlanır. Her suça karşı korunmak istenen bir hukuki değer bulunmaktadır. Kişi suç işleyerek korunmak istenen bu manevi değerleri ihlal etmeye çalışmaktadır. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin uygulanmasının amacı da suç işleyen kişinin bu değerlerin toplumun barış içinde yaşaması için korunması gereken değerler olduğunun farkına varmasını sağlamaktır. Önemle belirtmek gerekir ki, ceza hukukuna ilişkin yaptırımlar toplum düzeninin sağlanmasında son çare olarak hukukun güvenirliği ve hukuk güvenliği esasları çerçevesinde kullanmalıdır.
Ceza yargılamasında iddia ve suçlama, suçlanan ve yargılanan sıfatları bulunmakla birlikte henüz mahkûmiyet, kesin hüküm ve hükümlü bulunmamaktadır. Zira bu aşamada hala masumiyet karinesi geçerliliğini korumaktadır. Masumiyet karinesi 1982 Anayasası’nın 38. Maddesinde şöyle açıklanmıştır: “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” Benzer şekilde önem arz etmesi sebebiyle Anayasamızın zikredilen maddesindeki şu önemli noktalara da yer vermek gerekir:
“Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsidir.
Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.”